Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

sakin sakin

  • 1 sakın

    \sakın! bloß nicht!
    \sakın dışarı çıkma! geh bloß nicht hinaus!
    \sakın ha! weh!
    \sakın onu çalmış olmasın? er wird es doch nicht gar [o ganz] gestohlen haben?
    buralarda \sakın bir daha görünme lass dich bloß [o ja] nicht mehr hier sehen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > sakın

  • 2 sakin

    sakin [ɑː] ruhig (Kind, Kranker, Schlaf); Bewohner m, -in f; wohnhaft;
    sakin ol! beruhige dich!;
    sakin sakin lautlos

    Türkçe-Almanca sözlük > sakin

  • 3 sakin

    sakin [sa:kin]
    I s Bewohner(in) m(f), Einwohner(in) m(f)
    Antalya'da \sakin er wohnt in Antalya
    bir yerde \sakin olmak an einem Ort wohnen
    II adj ruhig
    \sakin olmak ruhig sein

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > sakin

  • 4 sakın

    sakın ja, nur …!; vorsichtig;
    sakın ha! ja nicht, um Gottes willen nicht!; sei vorsichtig!;
    sakın söylediklerimi unutmayın! vergessen Sie ja nicht, was ich gesagt habe!

    Türkçe-Almanca sözlük > sakın

  • 5 sakin sakin

    in aller Ruhe

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > sakin sakin

  • 6 mizaçlı

    mizaçlı … veranlagt, von … Temperament;
    sakin mizaçlı von ruhigem Temperament

    Türkçe-Almanca sözlük > mizaçlı

  • 7 ne

    ne1 was?; welcher, welches, welche; was für (ein), was für eine; wozu?; warum?; wie!;
    ne alıp veremiyor! was ist mit ihm los?;
    ne de olsa wie dem auch sei; immerhin;
    nedir ki aber; trotzdem;
    ne diye wozu?;
    ne gezer i wo, keineswegs; was soll das hier?;
    ne gibi was für …;
    ne güne durmak (nun einmal) da sein;
    ne haddine wie kommt er nur dazu, …;
    ne idiği belirsiz … unbekannter Herkunft;
    ne ile wieso?; womit?;
    ne imiş was stellt er denn vor?;
    ne ise nun gut; was schon!; erledigt!; schon gut! (= danke);
    ne mi var? du fragst noch (was da los ist?);
    ne mümkün ausgeschlossen;
    ne münasebet! ein Ding der Unmöglichkeit!;
    ne olacak was soll das?;
    ne olur, ne olmaz auf alle Fälle;
    ne olur, ne olursun, ne olursunuz (= n’olur) ach bitte!;
    ne pahasına olursa olsun um jeden Preis; unter Beachtung aller Umstände;
    ne var ki doch; jedoch; dennoch; wobei …;
    ne var ne yok was gibt es Neues?, wie geht’s?;
    ne yapıp yapıp wie die Dinge auch liegen …;
    ne zaman? wann?;
    ne(yi)n var? was hast du?, was fehlt dir?;
    ne(yi)niz var? was fehlt Ihnen?;
    -in neyin nesi wer (ist es?), was für ein …?;
    neymiş angeblich;
    neler was (alles);
    bugün neler gördük was haben wir heute alles gesehen!;
    neme lazım (oder gerek) was geht mich das an?; korrelativ: ne … (i)se was (auch immer); alles, was … (das): ne bulduysa (= buldu ise), aldı was er fand, nahm er (mit);
    ne ekersen, onu biçersin was du säest, wirst du ernten;
    ne görse, ister was er sieht, will er haben;
    Beispiele ne karışıyorsun? was (= warum) mischst du dich ein?;
    ne sıcak, ne sıcak ist das heiß!, eine Hitze ohnegleichen!;
    otomobil onun nesine wozu braucht er ein Auto?
    ne2: ne … ne weder … noch; nicht … oder;
    ne sıcak ne soğuk weder warm noch kalt;
    ne uzak ne kısa weder lang noch kurz;
    ne tütüne, ne içkiye sakın alışmayın! sehen Sie zu, dass Sie sich nicht ans Rauchen oder Trinken gewöhnen!;
    çocuk ne eve ne (de) okula gidiyor das Kind geht weder nach Hause noch in die Schule

    Türkçe-Almanca sözlük > ne

  • 8 bir

    bir
    I s
    1) Eins f
    \bir olmak sich zusammentun, sich verbünden
    2) iki/üç/dört günde \bir jeden zweiten/dritten/vierten Tag
    II adj
    1) \bir araba eine Fuhre; ( fig) ( pek çok) eine Menge
    \bir ayağı çukurda olmak ( fig) o ( fam) mit einem Bein im Grab stehen
    \bir ayak üstünde kırk yalanın belini bükmek ( fam) lügen, dass sich die Balken biegen
    \bir çırpıda ( fam) auf einen Hieb, auf Anhieb, im Handumdrehen
    \bir el \bir eli yıkar, iki el \bir yüzü yıkar ( prov) eine Hand wäscht die andere
    \bir elmanın yarısı o, yarısı bu ( fig) o ( fam) sich gleichen wie ein Ei dem anderen
    \bir gecelik für eine Nacht
    \bir musibet bin nasihatten yeğdir ( prov) durch Schaden wird man klug
    \bir taşla iki kuş vurmak ( fig) o ( fam) zwei Fliegen mit einer Klappe schlagen
    o benim \bir tanem sie [o er] ist mein Ein und Alles
    2) \bir şey etwas
    \bir şey değil! nichts zu danken!, keine Ursache!, macht nichts!
    \bir şey söylemeden ohne etwas zu sagen
    bu bambaşka \bir şey das ist etwas ganz anderes
    3) \bir akşam/gün/sabah eines Abends/Tages/Morgens
    günün \birinde eines Tages
    saat \bir es ist ein Uhr
    4) \bir yanda(n) ..., \bir yanda(n) ... einerseits..., andererseits...
    \bir yanda(n) merak ediyorum, \bir yanda(n) korkuyorum einerseits bin ich neugierig, andererseits habe ich Angst davor
    5) ( herhangi) irgend
    \bir yerde irgendwo
    dün çantamı \bir yere koydum gestern habe ich meine Tasche irgendwohin gestellt
    1) ( yalnız, ancak) nur
    \bir deri bir kemik olmak ( fam) nur Haut und Knochen sein
    bunu \bir sen yapabilirsin nur du kannst das tun
    2) ( fam) mal
    kafanı \bir işletsene! denk doch mal scharf nach!
    3) einmal
    \bir daha ( bir kez daha) noch einmal; ( olumsuz cümlede) nicht mehr
    \bir varmış, \bir yokmuş lit ( masallarda) es war einmal, es war keinmal
    \bir yağmur yağdı, \bir güneş açtı einmal regnete es, einmal schien die Sonne
    burada ( sakın) \bir daha görünmeyin! lassen Sie sich hier (bloß) nicht mehr blicken!
    4) \bir aşağı \bir yukarı gezinmek/gitmek auf und ab schlendern/gehen
    \bir zamanlar einstmals
    yerle \bir etmek dem Erdboden gleichmachen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > bir

  • 9 durgun

    1) ( sakin) still, ruhig
    2) wirtsch stagnierend; ( piyasa) flau

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > durgun

  • 10 ha

    ha [xa]
    Abk. von
    1. hektar ha, Hektar nt
    2. I interj
    1) \ha gayret! na los!
    \ha şöyle! na also!
    2) (sl) ( evet) na klar
    II konj
    1) \ha ben gelmişim \ha o es ist egal ob ich komme oder er
    \ha bugün \ha yarın (entweder) heute oder morgen
    \ha Hoca Ali, \ha Ali Hoca ( fig) o ( fam) das ist Jacke wie Hose, es ist gehupft wie gesprungen
    2) ( neredeyse)
    \ha geldi \ha gelecek gleich wird er kommen
    yürü \ha yürü, yol bitmiyor man geht und geht, der Weg nimmt kein Ende
    \ha babam atıştırıyordu er aß und aß
    3. [xa:] interj
    amma güzel \ha! ach, wie schön!, Mann, ist das schön!
    öyle oldu \ha! ach, so ist das!
    sakın \ha! nicht doch!
    \ha bilmiş ol, ... ach ja, du solltest wissen,...
    \ha sen bana kitap getirecektin ach ja, du wolltest mir ein Buch (mit) bringen
    \ha... ach so,..., ach ja,...
    5) ( fam) ( soru bildirir)
    sen de geldin \ha? du bist auch gekommen, ja [o was] ?

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > ha

  • 11 salim

    salim [sa:lim] adj
    1) gesund
    sağ \salim heil und gesund, unversehrt
    2) ( sakin) ruhig

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > salim

См. также в других словарях:

  • Sakin Olmam Lazım — Студийный альбом …   Википедия

  • Sakin Ev Hotel — (Алачати,Турция) Категория отеля: Адрес: Hacimemis Mah. 2028 Helvaci Sk. No: 7, 35950 Алачати …   Каталог отелей

  • Sakin Otel — (Гюмюшлюк,Турция) Категория отеля: Адрес: Koyunbaba Mahallesi Kazımkarabekir Caddesi N.3 …   Каталог отелей

  • sakin — variant of skeen (Himalayan Ibex) …   Useful english dictionary

  • sakin — is. <ər.> 1. Bir yerdə yurd salıb yaşayan, həmin yerin əhalisindən olan; oturan, oturucu. Mingəçevir şəhərinin sakinləri. Yeni qəsəbənin sakinləri. – Müxtəsər, biz hər ikimiz Danabaş kəndinin sakiniyik. C. M.. Aulun sakinlərindən heç biri… …   Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti

  • sakin — sf., Ar. sākin 1) Hareket etmeyen, kımıldamayan 2) Durgun, dingin 3) Sessiz Dinlenmek için otelimizden daha sakinini bulacağınızı ummam. S. F. Abasıyanık 4) Kimseyi rahatsız etmeyen, kızgınlık göstermeyen 5) Huysuzluğu, rahatsızlığı azalmış veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sakın — ünl. 1) Asla yapma anlamında bir söz Aman matmazel, sakın dışarı çıkmayınız! S. F. Abasıyanık 2) Korkulacak bir durum olmasın anlamında bir söz Sakın bulaşıcı bir hastalık olmasın! Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sakın ha! …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sakin sakin — zf. 1) Durgun, dingin olarak 2) Heyecan, telaş, kızgınlık göstermeden Nil, sakin sakin etrafa bakarak ve heyecanıma aldırmayarak sözüne devam ediyor. R. H. Karay 3) Uslu uslu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sakin olmak — 1) bir yerde yerleşmek, oturmak 2) sakin duruma gelmek Mümkün olduğu kadar sakin olmaya çalışarak tekrar masasına döndü. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • SAKİN — Hareketsiz, kendi hâlinde. Bir yerde oturan. Kararlı. * Gr: Harekesi olmayıp cezimli (sakin okunan) harf …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • sakın ha! — yapma, yapmaktan çekin anlamında, yapılması istenmeyen bir davranışa engel olmak için söylenen bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»